7/G SINIFI SiTESi
katagoriler  
  Ana Sayfa
  Anketler
  resimlerimiz
  7G SAiRLERi
  fikralar
  Forum
fikralar

Kaynak: www.fikrabul.com


Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor.
-Söyle bakalım nerdensin?
-Maraşlıyım komutanım...
Çavuş sinirlenir ve askere okkalı bir tokat atar. Ardından tekrar sorar.
-Bir daha söyle bakayım nerdensin?
-Maraşlıyım komutanım...
Çavuş bu sefer iyice hiddetlenir ve askere okkalı bir tokat daha atar. Ardından tekrar sorar.
-Oğlum bak sana son defa soruyorum. Nerelisin:
-Kahramanmaraşlı'yım komutanım.
-Hah şimdi oldu der ve yanındakine sorar...
-Oğlum sen nerelisin:
-Kahramansinopluyum komutanım...

 

 

Bir gün İran hükümdarı Şah İsmail düşmanı olan Yavuz Sultan Selim hana bazı hediyeler yollar ama bu hediyeler çok değerli hediyeler halılar altınlar gümüşler
yakutlar deve deve yemişler ve bir de sandık hediyeler Yavuz a getirilir açılır ama o da ne içeriyi bir koku kaplar ama çok kötü bir koku nedir bu diye herkes aramaya başlar birde bakarlar ki sandığın dibinde insan dışkısı konulmuş
Yavuz Sultan Selim hemen buna bir cevap vermek için ulemalarını hocalarını toplar.Buna iyi bir şekilde cevap verilmesi gerekmektedir.Ve yine cevabı kendisi bulur aynı hediyelerden kendiside hazırlatır ve vezirine kendisine bir kutu gül lokumu getirmesini ister ve lokumun altınada bir not yazar elçiyle şah İsmaile yollar.şah İsmail hediyeleri kabul eder ama içinde bir tereddüt acaba o bana ne dışkısı yoladı diye düşünürken içeriyi birden lokum kokusu sarar çok güzel kokmaktadır.Vezir lokumu ikram eder şah önce başkaları tatsın enson ben tadarım diyerek kendine göre önlem alır herkes lokumları yedikten sonra sıra şah İsmaile gelir şah lokumu yer ve altındaki not gözüne ilişir.notta şöyle yazmaktadır
'İsmail herkes kendi yediğinden ikram eder'
YAVUZ SULTAN SELİM

 

 

 

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayetim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle. Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti, babama da laf etti. Anam da yohtur, babam da yohtur. Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi

 

Bir gün Hasso ile Hüsso Irak'ın sınırında bir dağın tepesinde oturuyorlarmış. Irakda da o zamanlar savaş çıkma olasılığı varmış. Hüsso sormuş
- Hasso burda bir savaş çıksa ne olur?
-Savaş çıkarsa önümüzde iki seçenek var. Ya bizi askere alırlar ya da bırakırlar. Bırakırlarsa sorun yok ama askere alırlarsa önümüzde iki seçenek var bizi ya cepheye sürerler ya da cephe gerisinde değerlendirirler. Cephe gerisinde kalırsak sorun yok. Ama cepheye sürerlerse önümüzde iki seçenek var ya ölürüz ya da esir düşeriz. Ölürsek sorun yok. Esir düşersek önümüzde iki seçenek var. Ya bizi sabun fabrikasına gönderirler ya da kağıt fabrikasına gönderirler. Sabun fabrikasına gönderirlerse sorun yok ama kağıt fabrikasına gönderirlerse önümüzde iki seçenek var. Ya bizi A4 yaparlar ya da tuvalet kağıdı. A4 yaparlarsa sorun yok ama tuvalet kağıdı yaparlarsa işte o zaman mahvolduk...
NOT: Hitler zamanında insanları sabun fabrikasına gönderip kemiklerinden sabun yapmışlardır.

 

askerliğini yapmakta olan John bir gün sevgilisinden bir mektup alır.
Sevgilisi artık ondan ayrıldığını bildirmekte ve fotoğrafını geri
göndermesini istemektedir.
John çok kızar. Arkadaşlarından eski kız arkadaşlarının fotoğraflarını
toplar.
Hepsini paket yapar ve sevgilisine gönderir.
Pakete birde not iliştirir;
" Kusura bakma, hangisi olduğunu çıkaramadım. Lütfen kendi fotoğrafını al ve kalanını geri gönder!"

Bir askeri sigara içerken gören komutan, kantinin kapısına bir yazı asar. Sigara içmek insanı ÖLDÜRÜR!!!!!!Asker bunu görür ve komutana:
-TÜRK ASKERİ ÖLÜMDEN KORKMAZ!!! 

Meksikalinin biri bisikletle Amerika'dan ulkesine donuyormus.
Elinde bir torba, agir agir sinir kapisina gelmis.
Kapidaki gorevli, Meksikalinin elindeki torbadan suphelenmis ve aramak istemis. Torbayi acinca kum dolu oldugunu gormus. Arastirmis karistirmis ama kumdan baska bir seye rastlayamamis ve Meksikalinin gecmesine izin vermek zorunda kalmis.
Aradan iki hafta gecmeden ayni Meksikali yine bisikletle ve elinde bir torbayla ayni sinir kapisindan gecmek istemis. Ayni gorevli yine torbadan suphelenip aramis ve yine kumdan baska bir sey bulamamis. 3 boyle 5 boyle...
Her seferinde ayni sekilde gecen bu adamda hic bir sey bulamamak gorevliyi cildirtiyormus ama yapabilecegi bir sey de yokmus.
1 yil sonra gorevli bir barda icki icerken, sinirda arayip durdugu Meksikalinin da ayni barda oldugunu gormus. Hemem yanina gitmis ve:
- Artik sana bir sey yapamam. Cok iyi biliyorum ki sinirdan bir sey kaciriyordun. 1 yildir icim icimi yiyor, lutfen bana ne kacirdigini soyle, demis.
Meksikali kafasini hafifce cevirip umarsizca mirildanmis:
- Bisiklet.

 

Sigortacının biri orduya gider.
Askerler içtimadadır.
Başlar anlatmaya:
- Ben size sigorta satmaya geldim. Sigorta almayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kurşun yerse, ailesi hiç para alamaz; sigortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Şimdi kimler
sigorta yaptırmak istiyor?
Kimseden ses çıkmaz.
İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz.
Sigortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve:
- Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum
der ve askerlere seslenir:
- Beyler, şimdi sigorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini duydunuz mu?
- Duyduk, der herkes.
- Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet, savaşa sigorta olanları mı, sigortasız olanları mı sürer?

Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış.Birgün bunu komutana götürmüşler ve olan biteni anlatmışlar.Komutan inanmamış.
-"Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç demiş".Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve " 1.75 efendim demiş."Komutan:
-"Doğru hayret nasıl bildin" demiş.Asker:
-"Bilirim tabi efendim ben kereste uzmanıyım demiş"

Adamın biri eski bir macerasını kahvede arkadaşlarına anlatıyordu.Macera şöyleydi:
-"Ben dağa çıkmıştım.Önüme bir anda kocaman bir ayı çıktı.Ben kaçmaya başladım.Ayı beni kovalıyor ve bana daha çok yaklaşıyordu.Ayı tam pençeyi yapıştırcak , kayıp düşüyordu.Bu 2-3 kez oldu böyle."
Kahve de oturan adamlardan biri şöyle dedi:
"Abi ben olsam altıma yapardım.
Adam cevap verir.
-"Lan oğlum, ayı neye basıpta düşüyor sanıyorsun!!!"

Bir kazanın kaymakamını yemeğe alırlar ve yemeğe kaymakam yazı işleri müdürünü de yanına alır, almasının tek sebebi kaymakam fazla yalan atarmış. Kaymakam yazı işler müdürüne demiş " Ben fazla atarsam kamışıma ip bağlıyacağım, ipin bir uçunu sana vereceğim. Sen de çekersin, ben de anlar dorumu düzeltirim." demiş ve yemekten sonra av muhabbeti açılmış bizim kaymakam dayanamayıp av maceralarını anlatmaya başlamış.
"Bir gün dağda avlanırken önüme 50 kurt çıktı ve ben çiftemi çekip 30 tanesini vurdum." deyince yazı işler müdürü ipek çeker kaymakam " 30 tane yoksa bile 20 tane vardı." der yazı işleri müdürü yine ipi çeker kaymakam " 20 tane yoksa bile 15 tane vardı." der yazı işleri müdürü ipe asılıp çekmeye devam eder kaymakam : "Koparsan bile 15 in altına inmem." der.



 
 
Punk Müzik Yap
Punk Müzik Yap
 
 
   
Sizle birlikte toplam 3070 ziyaretçi (8756 klik) burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol